Melis Durul: Teklif gelirse değerlendirebilirim
Melis Durul: Teklif gelirse değerlendirebilirim

ÖZEL | Melis Durul, Türkiye’ye geri dönecek mi?

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Polonya’nın Grot Budowlani Łódź kulübünde kariyerini sürdüren gururumuz Melis Durul ile Nisan sayımızda bir araya geldik.

Elif Naz Özdemir: Eczacıbaşı altyapısında forma giydikten sonra kendi yolunuzu çizmek için birçok farklı takımda forma giydiniz. 2019-2020 sezonunda da tekrardan turuncu-beyazlılarla yolunuz birleşti. Altyapı kapısından içeri giren Melis Durul ile yıllar sonra yuvaya geri dönen Melis Durul arasındaki farklar nelerdi? Voleybolda ülkemizdeki köklü takımlardan biri olan Eczacıbaşı’nda forma giymenizin kariyerinize ne gibi avantajları oldu?

Melis Durul, Eczacıbaşı
Melis Durul, Eczacıbaşı

SPORA, HEP KÖKLÜ KULÜPLERDE OYNAMANIN HAYALİNİ KURARAK BAŞLADIM

Melis Durul: Güzel bir başlangıç oldu. Öncelikli fark, yaştı. 16 yaşında Eczacıbaşı’na transfer oldum ve ilk A Takım tecrübemi de 16 yaşında yaşadım. Üzerinden geçen 9 yılın ardından, 25-26 yaşında, aynı kapıdan daha olgun, tecrübeli bir Melis geçti. Yuvaya dönüş gibiydi. 3 yıllık bir A Takım tecrübesi sonrası aklımda daha tecrübeli bir şekilde geri dönme ihtimali hep vardı. 2 yıl da güzel geçti, farklı oyuncular tanıdım. Güzel günlerdi. Çok şanslıyım, bence şansın da yeri vardır sporda. ES Voleybol’a 2003 yılında başladığımda çok küçük bir kulüptük, çok değerli bir takımdık hem staff hem kulüp olarak. Fakat dediğin gibi köklü kulüplere karşı oynamak da çok zorlayıcıydı. Spora, hep köklü kulüplerde oynamanın hayalini kurarak başladım. 16 yaşında bu köklü kulüpte yer almak ve idollerinle aynı sahayı paylaşmak çok büyük bir şans. Çok zorlandığım zamanlarda oldu ama bana kattığı şey çoktur. Profesyonelliği onlarla yaşayıp öğrendim. O yüzden köklü bir kulüpte oynamanın şöyle baskı kuran yanları da var: Son senemi genç takımda oynadım Eczacıbaşı’nda. O sene de neredeyse tüm takım değişti kemik kadroya kıyasla. Ve bizim takımımızın geçmiş senelerde yenildiği takım yokmuş. Benim için yenilgi normal, ben zaten öncesinde hep yenen bir takımda olmadığım için. Tabii ki zorlanıyorsun, hep yenilmek istemiyorsun. Geçmişi olan başarılı kulüplerde yer almak çok gurur verici. O takımın parçası olmak, o ruhu hissedebilmek çok değerli. Kelimelerle açıklayamam ama ilk aklıma gelen düşünce gurur.

Melis Durul röportaj
Melis Durul röportaj

Elif Naz Özdemir: Kariyerinize baktığımızda çeşitli forma numaraları tercih etmiş olduğunuzu görüyoruz. Bir dönem 2’yi, ardından 6’yı, 14 numarayı tercih etmişsiniz. Günümüzde de Budowlani LODZ ekibinde 10 numarayı giyiyorsunuz. Bu numaraları tercih etmenizin nedenleri neler?

FORMA NUMARALARINDAKİ TERCİHLERİNİN BİR NEDENİ BULUNUYOR MU?

Melis Durul: Çok batıl inancı olan, sayılara önem veren bir insan değilim açıkçası. 2 her zaman benim için çok değerli bir sayıydı. Gittiğim kulüplerde 2 numara giyenler olduğu için 2’yi yolun başında kaybettim. (gülüyor) Her sezon sunulan sayılarda iç sesime göre gitmeye çalışıyorum. Milli takımlarda hep çok değişti numaram, bir kere 10 numara giymiştim. Bu yıl da 10 karşıma çıkınca, ‘Neden olmasın?’ diyerek onu seçtim.

Elif Naz Özdemir: Uzun yıllar ülkemizde forma giydikten sonra bu sezon kariyerinizde yeni bir sayfa açarak Polonya Ligi ekiplerinden Budowlani LODZ’a transfer oldunuz. Yurt dışında oynamaya karar verme aşamanız ve transfer süreciniz nasıl gerçekleşti, bizlere bahsedebilir misiniz?

DOĞRU ZAMANIN OLDUĞUNA İNANIRIM

Melis Durul: 2013 yılından beri yurt dışı hayalim vardı. Fakat o zamanlar üniversite okuduğum için hep ertelediğim bir konuydu. Farklı bir ülkeyi hem kültürüyle hem voleyboluyla görmek hep hayalimdi. Doğru zamanın, olduğuna inanırım. Bu yıl benim için doğru zamandı. Geçen sene de birkaç yerden teklif almıştım. 29 yaşında yurt dışı tecrübesi edinmek, çok daha farklı bir kafa yapısına sahip olduğun için, daha rahat oluyor. Belki daha küçük zamanlarda gitseydim burada şu an karşılaştığım zorluklara karşı dirençli olamayacaktım. Hayalim, yurt dışını da tecrübe edebilmekti ve böyle bir fırsat gelince, Budowlani LODZ da yıllardır Şampiyonlar Ligi’nde karşılaştığımız ve tanıdığım bir takımdı, dedim ki ‘Bence bu yıl vakit geldi’. İyi ki de geldim, hiçbir pişmanlığım yok çünkü Türkiye’de doya doya farklı kulüpler de görme fırsatı elde ettim. Bu demek değil ki bir daha Türkiye’de oynamayacağım ama şu an bulunduğum yer ve ülke açısından huzurluyum. Önemli olan da huzurlu olmak bence. 

Elif Naz Özdemir: Son olarak Tauron Liga’nın 15.haftasındaki MKS Kalisz karşılaşmasında 24 sayılık bir bireysel katkıyla MVP seçildiniz. Öncelikle bu başarı için tebrik ederiz. Bu sezon, bu ödülle birlikte 6.MVP ödülünü (1 tanesi kupa maçı) elde ettiniz. Bu istikrarınızı sürdürmenizdeki motivasyonunuz nedir? 

Melis Durul, Diyagonal Dergi röportaj
Melis Durul, Diyagonal Dergi röportaj

Melis Durul: Bireysel ödüllere karşı takım sporu yaptığımız için bazen kendimi kötü hissediyorum. Takım başarısı her zaman daha ön planda benim için bireysel başarıdan ziyade. İlk senemde, takımla birlikte, bu ödüllere layık olmak gurur verici. Demek ki bir şeyleri doğru yaptığımın bir işareti. Hedefim MVP ödülünden ziyade her zaman en iyisini verebilmek. Hepimizin iyi-kötü günleri oluyor, insan olduğumuz için. Takım için her zaman en iyisini diliyorum takım sporu yapmanın kıymeti de bu çünkü bu ödülü alırken de her seferinde kızlara da diyorum: ‘Bu benim ödülüm değil, bizim ödülümüz’ Onlar olmasa bu ödülü alabilmek mümkün değil. Gurur verici benim için. Polonya’nın böyle bir uygulama (İtalya’da da var, Türkiye’de de olsun bence) yapması küçük bir anı bırakıyor. Türkiye’ye geri döndüğümde ödüllere baktıkça maçlar, güzel anılar canlanıyor. Umarım bu şekilde de devam eder.

Elif Naz Özdemir: Yeni bir ülke, yeni bir takım ve yeni bir sayfa. İlk kez yurt dışına açıldığınız bu sezonun başında değişikliklere adaptasyon süreciniz nasıl gerçekleşti, takım arkadaşlarınızla ve takım atmosferiyle ilgili ilk izlenimleriniz nelerdi? Polonya’da dil konusunda herhangi bir sorun yaşadınız mı?

GALİBA, DİLİ ÖĞRENMEYE HEVESLİ İLK YABANCIYMIŞIM

Melis Durul: Çok zorlanmadım açıkçası ve bu beni çok şaşırttı. Bilmediğim bir dil, ülke ve tek yabancıyım. Tek yabancı olmanın verdiği dezavantajlar oluyor, hala yaşıyorum ve bu bana tecrübe oldu. En çok zorlandığım dildi. Türkiye’de hemen hemen her antrenör İngilizce konuşur, burda maalesef öyle değil. Her şey Lehçe, antrenman dili vs. dahil. İlk zamanlar sudan çıkmış balık gibiydim, bilmediğiniz bir dil ve antrenör ralli sırasında bir şey söylüyor. Bu nedenle de hemen dili öğrenmem lazım dedim. Kızlar da çok şaşırdı, galiba buraya gelen dili öğrenmeye hevesli ilk yabancıymışım. Bana çeviri yapan Domi var takım arkadaşım. Artık en azından anlayabiliyorum. Kızlar her şeyi anladığımı düşünüyor, her şeyi anlayamıyorum tabii ki ama, 7 ay oldu beden dillerinden vs. çıkarabiliyorum. 

Elif Naz Özdemir: Polonya Ligi’ndeki sistemden bahsedebilir misiniz, Sultanlar Ligi’ne kıyasla gözlemlediğiniz değişiklikler nelerdir? Ek olarak Avrupa’da da voleybolun izlenme oranları günümüzde epey yüksek. Budowlani LODZ taraftarının desteğini nasıl buluyorsunuz?

Melis Durul: Lig oynanma şekli olarak aynı. Geçen sene sanırım ligi biraz sıkıştırılmış oynamıştık, haftanın 2 günü maçlarımız vardı. Burada CEV maçlarımız olduğu için sıkıştırılmış program oldu maalesef. Ocak ayında 10 maç yapmışız. Türkiye Ligi ayrı bir lig, dünyada tanınmış-kaliteli bir lig. Burası da asla kalitesiz değil fakat bence en büyük fark 2-3 takım dışında hep aynı seviyede takımlar. Bu demek değil ki sonuncu birinciyi yenemez, tabii ki de yenebilir ama çok eşit geliyor bana takımlar. Tahminimden daha mücadeleci bir lig çıktı, her maç en iyisini vermek zorundasın. Çok kolay geçen bir maç bile yok. Çok tahmin edilebilir bir lig değil. Her yerde bizimle olan çok tatlı bir taraftar grubumuz var. Kazansak da kaybetsek de karşılıklı söylediğimiz bir marş var. (Tam ezberleyemesem de) Onların enerjisi, desteği çok önemli. Polonya’da voleybol eskiden daha çok izleniyormuş duyduğuma göre. Şu an Polsat Box’ta her maçımız yayınlanıyor. Böylece ailem de beni izleyebiliyor. 3 maçımız kaldı, deplasmanlar dahil full seyirciyle oynuyoruz.

Elif Naz Özdemir: Polonya’da karşılaştığınızda sizi şaşırtan herhangi bir anınız oldu mu? Off-günlerinizde gitmeyi sevdiğiniz yerler / yapmaktan keyif aldığınız etkinlikler nelerdir?

Melis Durul: Trafik ışıkları, tam olarak 5 dakika sürüyor. İlk geldiğimde trafik yoktu, açıkçası İstanbul’u çok özledim ama trafiğini özlemedim. Normalde 15 dakikalık bir mesafeyi ışıktan dolayı 25 dakikada gittim. Şu an alıştım trafiksiz hayata da, trafik ışıklarına da. Burada İstanbul’a kıyasla çok sosyal değilim. Off günlerimde genelde o haftanın, o maçın yorgunluğuyla evde vakit geçirmeyi tercih ediyorum. Kitabımı alıp buradaki birkaç kafe-restorana gidiyorum veya arkadaşlarımla buluşurum. Burada daha çok kendimle bir arada olduğum, sakin bir hayatım var.

Elif Naz Özdemir: Bilgi Üniversitesi psikoloji bölümü mezunusunuz. Profesyonel sporculuk kariyerinizi sürdürürken aynı zamanda üniversiteyi başarıyla tamamlamanın ne gibi zorlukları oldu? Sporcuların, kendi kariyerlerinde yaşadıkları bazı anları anlamlandırmaları adına da psikolojinin önemli olduğunu düşünüyorum. Sizin psikoloji bölümünü seçme nedeniniz neydi?

AİLEM HEP AYNI ŞEYİ SÖYLEDİ:  HAYATINDA %50 EĞİTİM, %50 SPOR OLACAK

Melis Durul: Anılar ve geçmişe döndüm, üniversiteyi çok özledim. Takımda olan gençlerde de bunu konuştuk, inanılmaz zor. Bilgi Üniversitesi’nde benim zamanımda sporcu bursu vardı ama not ortalaması 2’nin altına düşerse burs kesiliyordu. Bilgi’nin psikoloji bölümü çok iyiydi. Voleybola 10 yaşında başladığımdan beri ailem hep aynı şeyi söyledi: ‘%50 eğitim, %50 spor olacak hayatında. Ne biri fazla ne biri eksik.’ Bence bu kafa yapısıyla büyümek bu yolda sapmamama sebep oldu. Üniversite hayatı çok farklı, biz de dersleri alabilmek için erken davranmak gerekiyordu. Hiç bunu yapamadım, sistem kilitlendi vs. 2 yıl Sarıyer’de oynadığım dönem okula yakındım. Sonraki yılda Vakıfbank’la turnuvadan turnuvaya sürekli bir yerlerdeydik. A+ aldığım dersten devamsızlık yüzünden kaldığımı hatırlıyorum. Psikoloji de ağır bir bölüm fakat arkadaşlarım; benimle her şeylerini, notlarını paylaştılar. Onlara hep derim: ‘Sizler sayesinde mezun oldum.’ diye. 6 yılda mezun oldum, büyük bir başarı ama zor olduğu dönemler çoktur. İyi ki psikoloji bölümünü okumuşum ve iyi ki Bilgi’de okumuşum. Umarım kariyerim sonrasında da bu yolda devam ederim.

Melis Durul, Diyagonal Dergi
Melis Durul, Diyagonal Dergi

Elif Naz Özdemir: Hayatın her alanında olduğu gibi sporda da doğru stres yönetimini sağlamak önemli diye düşünüyorum. Psikoloji mezunu bir sporcu olarak stresinizi nasıl yönetiyorsunuz, sahadayken kaygılı olduğunuz anlarda bu kaygıyı ne gibi alanlara yönlendirerek kendinizi motive ediyorsunuz? Psikoloji okumanızın, insanın ana dinamiklerini anlamanızın, oyununuzu yönlendirmenizde etkisi oldu mu?

DÖNÜM NOKTAM, 2013 YILINDAN BERİ SPOR PSİKOLOĞUYLA ÇALIŞMAKTIR

Melis Durul: Tabii ki de oldu, spor psikolojisi dersi de aldık örneğin. ES Voleybol’da da Davranış Bilimleri Enstitüsüne gittik. 11-12 yaşlarında nefes egzersizleri, meditasyon, odaklanma (Hala bile oyun içerisinde antrenörüm ne der duymam), imgeleme çalışmaları öğrendiğim için bana çok büyük getirisi oldu. Dönüm noktam, 2013 yılından beri spor psikoloğuyla çalışmaktır. Onların bana kattıkları, önerdikleri yöntemler, benim kendimi algılama-tanıma şeklim de spor psikologları sayesindedir. Buradaki antrenörüm geçenlerde iyi bir gözlem yeteneğim olduğundan bahsetti. Belki de bu psikolojiden kaynaklıdır.

Elif Naz Özdemir: Siz de dahil olmak üzere Ebrar Karakurt, Neriman Özsoy, Tutku Burcu Yüzgenç, Tuğba Şenoğlu İvegin, Ceren Kestirengöz Kapucu, Adis Lagumdzija ve Efe Bayram gibi birçok isim ülkemizi Avrupa sahasında temsil ediyor. Bu sporcularımızla ilgili değerlendirmeleriniz nasıl olur, gelecekte yurt dışında oynamak isteyen sporculara vereceğiniz tavsiyeler nelerdir?

BEN, KONFOR ALANIMDAN ÇIKMAYI ÇOK SEVEN BİRİYİM

Melis Durul: Her maçı takip edemesem de, sosyal medyadan hepsini takipteyim. Gurur verici onlarla aynı noktada birleşiyor olmak. Kolektif bir şekilde aynı zorlukları da, sevinçleri de yaşıyoruzdur eminim. Onlar adına mutluyum, umuyorum ki Türkiye adına bizleri gururlandırmaya devam ederler. Tavsiye olarak -negatif algılanabiliyor ama- yalnızsınız. Bu yalnızlık kolay değil, ben sadece 3 gün İstanbul’a gelebildim 2 devre arasında. Her açıdan sizi geliştiriyor yurt dışı deneyimi, bütün zorluklarla kendiniz baş ediyorsunuz. Özlem duygusu hep oluyor. Teknoloji sayesinde görüntülü ulaşılabilir durumda oluyor insanlar. Eğer hazır hissediyorsanız ve kendi konfor alanınızdan çıkmak istiyorsanız (Ben konfor alanımdan çıkmayı çok seven biriyim, monoton bir hayat asla mümkün değil benim için) kesinlikle denenmeli. Doğru zaman ve kendinize ‘Gerçekten gitmek istiyor muyum?’ diye sormak çok önemli. O mentaliteye geldiğinizde zaten buna hazır oluyorsunuz.

Elif Naz Özdemir: 2023 CEV Kupası’nda çeyrek finalde Romanya ekiplerinden Alba Blaj’a 3-1 ve 3-2’lik skorlarla mağlup oldunuz. Bu sezon Budowlani Lodz’un CEV Kupası sürecini nasıl değerlendirirsiniz? Ek olarak Tauron Liga’da play-offlara da yaklaşırken

fikstürle ve play-offla ilgili görüşleriniz nelerdir?

Melis Durul: Diğer takımlara göre daha iyi bir gruba denk geldik. Gran Canaria ile oynadığımız rövanş maçı, altın seti almayı tecrübe etmek hem zor hem de çok güzeldi. Belçika takımına karşı 2 galibiyet aldık. (3-0 / 3-0) Alba Blaj takımında en azından deplasmanda 1 set daha almış olsaydık bence işimiz daha kolay olacaktı. Mücadelemiz gayet güzeldi son topa kadar ama spor bu, oluyor veya olmuyor. Maalesef ki elendik, kötü oldu ama içimde bir ukte kalmadı. Gerçekten takım olarak en iyimizi verdik demek ki yeterli olmadı. 3 maçımız kaldı ligin bitmesine ve Dörtlü Final’de kupa maçlarımız var. 5 Nisan’da da play-offlar başlıyor, sonunu göremediğimiz bir süreç. Umarım en iyi şekilde yol alırız.

Elif Naz Özdemir: Melis Durul’un geleceğe dair planları, hedefleri, hayalleri nelerdir?

Melis Durul: Yurt dışı tecrübesi bana iyi geldi, tekrardan bir yurt dışı tecrübesi yaşamayı isterim. Türkiye’den güzel bir teklif olursa da değerlendirebilirim. Hedefler kısmında bu nedenle çok net bir şey diyemem. Play-off ve kupa maçları nedeniyle Polonya Ligi’ne odaklıyım.

Kısa Sorularla Melis Durul

  • Polonya’nın en sevdiğiniz yerel yemeği?
  • Pierogi (Polonya mantısı) 
  • Ayvalık mı Çeşme mi?
  • Ayvalık (Memleket)
  • En son okuduğunuz kitap?
  • Diana Cooper-Dönüşüm Zamanı üçlemesini okuyorum.
  • Bir yazarla / şairle yemek yeme ve sohbet etme imkanınız olsa kim olurdu?
  • Şair Orhan Veli Kanık. Yazar da Haruki, Dostoyevski ve Ayşe Kulin. (Daha vardır kesin :) )
  • ‘Olmazsa olmazım’ dediğiniz bir aktivite?
  • Her yerde, her şekilde, her zaman müzik.
  • En son gittiğiniz konser?
  • Ayvalık’ta Kenan Doğulu konseri
  • Smaç mı blok mu?
  • Smaç.
  • Cheat meal’ınız?
  • Pizza. Ölümüne pizza. (gülüyor)

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.