Cem Arber

Hem kalite hem kantite

Fenerbahçe - Beşiktaş
Fenerbahçe - Beşiktaş
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Sonucu merakla beklenen Fenerbahçe – Beşiktaş derbisi, başlama düdüğünden önce hocaların takım tercihleriyle tartışılmaya başladı. Fenerbahçe’de İsmail Kartal ileri uçta Dzeko’yu keserek Batshuayi’ye forma verince taraftarının kafasında soru işaretleri yarattı. Yaratmasına yarattı ama bence bu durum Dzeko’nun formsuzluğu yaında taktiksel bir hamleye de işaret ediyordu. Beşiktaş’ın savunmadan çıkışlardaki sıkıntısı bilinen bir gerçek. İşte bu noktada İsmail Kartal, Batshuayi ile hem dinamik bir hücum presi hem de Worrall – Colley tandeminin ağırlığından faydalanmayı hedefledi. Beşiktaş’ta ise sağ bek yokluğunda “Onur mu, Necip mi?” sorusunun cevabını Serdar Topraktepe Necip’i tercih ederek yanıtladı. Necip’in Ferdi ve Tadic karşısındaki performansından kuşkulu olanlar yanılmadılar. Necip hem gördüğü erken sarı kartla hem de yenilen golde ofsaytı bozmasıyla ilk devrede geçer not alamadı. Tabi bir de her iki takım tarafından A planlarının çöpe atıldığı dakikalardan bahsetmeliyiz. Ev sahibinde İsmail Yüksek’in ani gelişen sakatlığı sonrası kontenjan kısıtı sebebiyle İsmail Kartal iki değişiklik birden yapmak durumunda kaldı ve Becao – Çağlar, İsmail – Krunic eğişiklikleri yaşandı. Bu durumun sarı-lacivertli ekibin alışılmış takım yapısını bozduğunu gördük. Beşiktaş ise Musrati’nin gördüğü haklı ve acemice kırmızı kart sonrası zaten zor olan durumunu bir kat daha zora soktu. İlk devrede 0.07 gol beklentisinde kalan Beşiktaş’ta kaleci Mert Günok’un hemen hemen her uzun topu taca ya da rakibe atması, Gedson’un artık alışıldık ama bıktıran top kayıpları hücumlardaki kısırlığı katmerli hale getirdi. Bu maç özelinde Gedson’un dinamizmi ve pres gücüne ihtiyaç vardı ancak önümüzdeki sezon bu takımı devralacak hoca, Gedson’suz bir orta sahanın fikir jimnastiğini yapmak zorunda.

Siyah-beyazlılar ikinci devreye Rashica – Ghezzal değişikliği ile başladı. Sanıyorum bu noktada amaç topun Beşiktaş’ta daha çok kalmasıydı ki, sonrasında gelen Oxlade-Chamberlain hamlesi de bu savımızı destekler nitelikte. Driplingçi oyuncuların (Rashica, Muci) çıkıp pas oyununa yatkın futbolcuların alınması etkisini gösterdiyse de asıl etken skoru 2-0’a getiren Fenerbahçe’nin 3 puanı garantiye alma çabasıyla daha kontrollü olmasıydı. Zaten 82’de Cenk Tosun’un skoru 2-1’e getiren güzel golünü saymazsak, ikinci devreye dair Muleka’nın köşe vuruşundan gelen topa vurduğu kafa dışında önemli bir pozisyon sayamıyoruz. Eskilerin, “hem kalite hem kantite” şeklinde bir deyişi vardır. Nitelik ve niceliğin bir arada bulunmasını anlatır. Geçmişte Beşiktaş’ın Kadıköy’de eksik kalıp galip geldiği maçlar hatırlıyoruz ki, tamamı Türk futbol tarihindeki yerlerini aldı. Öte yandan bu geceki Beşiktaş, ne kalite ne de mental bakımdan o direnişi gösterecek durumda değildi. Dolayısıyla kalite ve kantite ibresi Fenerbahçe’den yana olunca, sarı-lacivertlilerin bu derbiyi 3 puanla kapatması sürpriz değil. Beşiktaş açısından bu derbiye dair söylenecek olumlu şeylerin başında bilhassa maçın ikinci devresinde geri adım atmayan ve kora kor mücadele sergileyen oyuncu grubunu öne çıkarmak gerekir. Serdar Topraktepe de elindeki imkanlar dahilinde iyi bir kenar yönetim sergiledi. İlk devreyi 0.07 gol beklentisiyle kapatan siyah-beyazlılarda bitiş düdüğüyle birlikte bu istatistik 0.54 olmuştu.

Maç sonunda ligde beşinci sıraya gerileyen Beşiktaş için Türkiye Kupası giderek tek ve gerçek hedef halini alıyor. Fenerbahçe ise şimdilik sonucunu kendisinin belirleyemeyeceği bir yarışta. Sarı-lacivertlilere Galatasaray’ı yenmek şu anki tablo itibariyle yetmiyor. Bu nedenle onların üzerindeki psikolojik baskı da her geçen maç artacaktır. Uzun lafın kısası, iki takım da hedefleri doğrultusunda mental direnç göstermeleri gereken bir periyoda giriyor. İşin sonunda Beşiktaş’ın sezonu kupasız kapatması nispeten olağan karşılanır ama Fenerbahçe için böyle bir durumun sonuçları yeni bir yap-boza uzanacak kadar yıkıcı olabilir.

Son bölümü hakemlere ayıralım. Maç sonunda Serdar Topraktepe, Volkan Bayarslan’ın takdir haklarını Fenerbahçe’den yana kullandığı söyledi ve bunda kısmen haklılık payı olabilir. Kırmızı kart pozisyonu ise su götürmez şekilde doğru.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.