Cem Arber

Kafalar değişmeli

Beşiktaş - Konyaspor
Beşiktaş - Konyaspor
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Beşiktaş, sahasındaki Konyaspor karşılaşmasına yine tartışılan oyuncu tercihleriyle başladı. Savunmada kurulan Necip – Colley tandemi ve sol kanatta Cenk Tosun seçimi yüzünden maç öncesi tribünlerde Fernando Santos’un kulakları epey çınlatıldı. Esasen maçın başlamasıyla birlikte görüldü ki, oyuncu tercihleri yüzünden tribünlerde oluşan “rabarba” tamamen gereksiz. En başta siyah-beyazlı takımın zihin iklimi problemli. Geçen hafta da değindiğimiz üzere, Fernando Santos’un Türkiye ligiyle ve takımların yapısıyla ilgili olarak etraflıca brifing alması lazım. Kendisinin yaşayarak öğrenmesini beklemek vakit kaybı olacak. Maçın 20.dakikası oynandığı esnada topa sahip olma oranlarında deplasman takımı Konyaspor %70’e 30 üstündü. Bunun çok basit bir sebebi var. Ligimizin büyük takımlarından biri olan Beşiktaş, yarı sahasına kapanıp rakiplerin üzerine gelmesini bekliyor da ondan. Zaten İstanbul’a önce bir puan için gelen rakipler açısından bulunmaz bir nimet değil mi? İstedikleri gibi top dolaştırıyor, zaman zaman 10+ ardışık pası rahatça yapabiliyorlar. Sıkıntı bununla da bitmiyor. Skandal sezonun mental etkileriyle sahadaki oyuncu grubu “aman başım yanmasın” diyerek en ufak pres emaresinde topu geriye ya da kaleciye atıyor. Geçen maçta olduğu gibi bu maçta da sahadaki 22 oyuncu arasında (yedeklerin girişiyle toplam 30) en fazla pas hatası yapan isim Mert Günok oldu. Tecrübeli kalecinin toplam 14 hatalı pası var. Bu hatalar da tahmin ettiğiniz gibi kaleciye oynanan topların gelişigüzel ileri vurulmasından kaynaklanıyor.

Beşiktaş’ın ilk yarıdaki kötü futbolunun ardından ikinci devrede bulduğu gollerle maçı 2-0 kazanması kimseyi yanıltmasın. Devre başında duran topun devamında atılan gol, Konyaspor’un kompakt görüntüsünden çıkarak takım boyunu arttırmasına neden oldu. Bu da Beşiktaş’ın sıkıntı çektiği topu dolaştırma konusunda önemli fayda sağladı. Yeri gelmişken, Beşiktaş’ın yeni transferlerini de bu bağlamda değerlendirelim. Al Musrati, ilk yarıda takımı adına sahada olup bitene pek anlam verememiş olacak ki, bekleneni veremeyen bir oyuncu görüntüsündeydi. Oysa ikinci yarıdaki oyunu elit bir ön libero olduğunu kanıtlar gibiydi. Her şeyden önce Libyalı oyuncunun, rakibe yapışan tipte bir defansif orta saha olmaktan çok alanı kontrol eden bir futbolcu olduğunun altını çizelim. Maçı %88’lik bir pas başarısıyla tamamladı ama burada önemli bir nokta var. O nokta Musrati’nin ileri doğru oynama ve doğru oyuncuyu bulma konusundaki başarısı. Bu tam olarak Beşiktaş’ın sahada eksikliğini hissetiği bir özellik. Zaten sahada en fazla şut pası atan 3 oyuncudan biri olması da bunu kanıtlıyor. Yeter ki, sahada kendini boşa çıkarıp pas isteyen arkadaşları olsun. Muci’ye gelirsek, genç futbolcu çok şey yapmak ve kendini burada kanıtlamak istiyor. Bunu gol atma arzusundan rahatlıkla anlayabiliyoruz. Arnavut futbolcu, 8 şutla sahada en çok kaleyi deneyen isim oldu. Özgüveni takdir edilesi ancak Beşiktaş’ın ikinci forvet gibi oynayan bir 10 numaradan çok hücum organize eden ve asist özelliğini öne çıkaran bir futbolcuya ihtiyaç duyduğu da açık. Yetenek noktasında sıkıntısı görünmüyor. Bu nedenle “sahadaki görev tanımı yeniden yapılmalı” şeklinde düşünüyorum.

Maç sonu Fernando Santos’un verdiği demecin kafaları biraz karıştırdığını söyleyebiliriz. Portekizli çalıştırıcı, bizim şikayetçi olduğumuz konulardan kendisinin de şikayetçi olduğunu söyledi. Takımın geriye yaslanması, defans hattını kalenin önüne kadar çekmesi yüzünden topu rakibin alıp kullandığından dem vurdu. Bunu da ancak 25.dakikadan sonra bir ölçüde düzeltebildiklerini söyledi. Burada iki ihtimal var. Ya kendisi maç içinde yanlış taktik belirlediğini düşünüp geri adım attı ya da oyuncu grubu üzerinde hissetikleri baskı yüzünden teknik direktörleri çıkın demesine rağmen risk almaktan korkuyor. Hoş, ikinci devrede Aboubakar, Ghezzal ve Salih’in oyuna girişleri esnasında ıslıkla yapılan aptalca protestoları gördükten sonra oyuncuların korkularına da hak veriyor insan. Beşiktaş’a tribünlerde kanser hücresini andıran ve her biri kendilerini futbol şube sorumlusu sanan yeni yetme tiplerin verdiği zararı kimse vermiyor. Son şampiyonluğun pandemi döneminde tribünler boşken gelmesi bile anlayana çok şey anlatıyor.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.