Şenol Güneş’in işbaşı yapmasından sonra ligde belirgin bir çıkış yakalayan
Beşiktaş, 21.hafta mücadelesinde Alanyaspor’u Vodafone Park’ta ağırladı. Maç
öncesi dikkat çeken beş eksik; Ghezzal, Josef, Rosier, Saiss ve Redmond gibi
önemli isimlerden oluşunca, siyah-beyazlı taraftarların maç öncesinde rahat ve
dingin olduklarını söylemek zordu. Buna Vincent Aboubakar’ın evine dönüşünü de
ekleyin ve maç öncesi hissedilen heyecanla karışık gerilimi tahmin edin.
Anlayacağınız, hedefleriyle puanı ve lig sırası kıyaslandığında cebinde kredisi
olmayan Beşiktaş için bu maç da tıpkı geçmiş iki deplasman gibi hata yapılmaması
gereken karşılaşmalardan biriydi.
Eksiklere rağmen sahaya çıkan Beşiktaş 11’i gayet ofansif ve iyi bir kadroydu
ama yedek kulübesinin hali pek parlak değildi. İşlerin kötü gitmesi durumunda
Şenol Güneş’in uygulayacağı bir B planı ufukta görünmüyordu. Geçen hafta yazdık,
bu hafta da tekrar edelim. Siyah-beyazlı takımın ilk 11’e transfer yaparak yedek
kulübesini güçlendirmesi gerekiyor. Beşiktaş yönetiminin çok çalışır görünüp her
gün 3-5 futbolcuya teklif götürmesi daha çok panik halinde olduklarını gösteriyor.
Siyah-beyazlı takımın acilen akılcı ve işbitirici hamleler yapması şart. Aksi halde bu
iyi giden takım, bir gün bir yerde tökezlediğinde fatura kulübü yönetenlere
kesilecek.
Beşiktaş bu maçta 4-3-3 düzeninde sahaya yayıldı ki; bitiş düdüğüyle birlikte
Salih’in önündeki iki sekiz numara, Gedson ve Dele Alli’nin performanslarını
düşündüğümüzde iyi ki böyle başlamışlar dedik. Geldiğinden bu yana Dele Alli’yi
kazanmaya çalışan Şenol Güneş onu bir süre kulübede beklettikten sonra
Alanyaspor karşısında sahaya sürdü. Tecrübeli çalıştırıcının elinde sihirli değnek mi
yoksa formülü gizli bir iksir mi var bilmiyorum ama sıfırı tüketerek buraya geldiği her
halinden belli olan Dele Alli, bu akşam parmak ısırtan bir performansla hepimizi
şaşırttı. Fiziksel çıkışına eşlik eden bu mental iyileşmeyi korursa, Beşiktaş’ta hayata
dönen futbolcular listesine bir oyuncu daha eklenecek.
Alanyaspor’un zaman zaman beşliye dönen, ilginç bir üçlü savunma hattı vardı.
İlginç bulmamızın sebebi Farioli’nin Leroy Fer’den tıpkı 80’lerin sonunda bolca
izlediğimiz süpürücü liberolardan birini yaratmış olması. Günümüz futbolunda
dilimize “ön libero” tabiri yerleşmiş durumda ama Fer’in mevkisi, Z kuşağının sık
görmediği “sweeper” karşılığı. İtalyan çalıştırıcı, gittiği her takımda pas yaparak
oyuna çıkmayı felsefe halinde oyuncularına aşılıyor. Fer’i de bu anlamda hem topla
meziyetlerinden, hem de savunma özelliklerinden faydalanmak amacıyla bu şekilde
kullanıyor. Açıkçası farklı skora rağmen Hollandalı futbolcunun iyi bir performans
gösterdiğini düşünüyorum. Bu noktada Farioli’nin planlarını bozan Beşiktaş
takımının dersine iyi çalışmasıydı. İki sekiz numara; Dele Alli ve Gedson, topun
olduğu tarafta Aboubakar ve kanat forvetine (Cenk veya Muleka) yardım getirerek,
Alanyaspor savunması üzerine kalabalık pres uyguladılar. Kazanılan toplarda
rakibin savunma dengesini bozmaları böylelikle daha kolay olacaktı ki, maç içinde
de bunların yaşandığını gördük. Siyah-beyazlıların uyguladığı presten uzun toplarla
çıkabildiği anlarda Alanyaspor’un da tehlikeli ataklar geliştirdiğini gördük. Mert
Günok’un kurtardığı 3 tane çok net pozisyon var. Bu da Şenol Güneş’in pres
zamanlaması ve çok adamla pres anlarında saha içi yerleşim üzerinde daha fazla
durması gerektiğini gösteriyor. Şenol Güneş, yönetim ve futbolcular… Herkes işini
layıkıyla yaparsa bu takım bambaşka bir seviyeye çıkabilir.
Son bir tespit de Yaşar Kemal Uğurlu için. Kendisinin Beşiktaş’la ilgili nasıl bir
travması var bilmiyorum ama siyah-beyazlı takımın her maçına kafasında tilkilerle
çıkıyor. Acaba ceza sınırındaki oyuncuları maçtan önce kafasına çok mu taktı? Bu gece o tilkilerin kurbanı olmaktan VAR sayesinde kurtuldu ama maç içindeki abuk
subuk kararlarını geriye dönüp düzeltmenin imkanı yok. Hele Muleka’nın elle
oynadığına hükmettiği bir pozisyon var ki, tekrarını izlesin o bile kendisine hayret
edecektir.
